28 Haziran 2010 Pazartesi

1. gün

Cumartesi bir arkadaşımın düğünü var. Kaç zamandır aklımdan çıkmıştı düğünü. Ta ki geçen arayıp kına gecesini haber verene kadar. Ha siktir dedim ne giycem. Kınaya ne giycem, düğüne ne giycem.

Kına deyip geçmeyin, sosyetik mekan Al Jamal'daydı. Zaten bir girdim içeri, giydiğimden, fönsüz, yeni bile yıkanmamış saçlarımdan, yağmur var diye ayağıma geçirdiğim botlarımdan utandım. Zaten ben böyle yerlerde iyice sönükleşir, kasılırım. İyi giyinseydim bile eminim kendimi kötü hissederdim. Allahım nasıl bir gösteriş mekanıdır orası. Zaten birkaç ay önce önünden geçerken, kapı önündeki rüküş ötesi koltukları görünce burası da ne böyle diye dumur olmuştum. Geçen akşam içeri girdiğimde ise daha bir dumur oldum. Zaten kapı görevlisi, hoşgeldin, merhaba bile demedi, kıl oldum. Kokona bir kadın karşıladı beni, süzdü. Neyse burası böyle arap motiflerinin işlendiği, göya, bir mekan. Zenciler bile çalışıyor, arap değiller muhtemelen, öyle diyeyim. Dekorasyon acayip süslü, şatafatlı. Ama gelen mezeleri, yemekleri görünce, o geceki ikram ve hizmetleri yaşayınca ne kadar önyargılıymışım dedim. Mezeler süperdi, kebaplar güzeldi, tatlıya sıra gelemedi, midemi doldurmuştum. Bir kına gecesinde olması gereken her şeyi organize ediyor mekan. Zenne, dansöz, halay, lokum, kına, her şey var. Süper eğlenceli. Garsonlar desen, çok yardımcı ve kibarlar. Zaten seninle şarkı söyleyip halay çekiyorlar. Hatta bir ara bir yanımda bir garson, diğer yanımda diğeri halaydaydım. Ben kolay kolay her yeri beğenmem, gerçekten güzeldi.

Sıra geldi düğüne. Dedim çiçekli bir elbisem var, tam sahil kenarı elbisesi, onu mu giysem. Ama dedim herkes abiye giyinir, kesin utancından yerin dibine girersin, giyme. Bir şey de almak istemiyorum, para harcamak istemiyorum. Geçen senelerde bir arkadaşımın düğünü için aldığım abiye siyah bir elbisem vardı. Ama o zaman kilom 70ti. Kesin olmaz üstüme dedim, onu da eledim. Ama dayanamayıp dün gece 2de kalkıp, annem uyurken odasına girip, dolabından siyah elbisemi çıkarıverdim. Ve gecenin bir yarısı elbiseyi denedim. Neyse ki biraz esnek kumaş giyebildim de arka fermuarı kapanmıyor. Ben sandım göbekten dolayı giyemem, göğüsten dolayı olmuyor üzerime. Göbeğim desen ayrı, bariz bir balkon şeklinde elbiseden dışarı fırlıyor. Hadi onu korse filan hallettim diyelim, bu göğüsleri napıcam ben onu bilmiyorum. Hayır kaç zamandır zaten iyice kafayı takmıştım. Gayet memnunum büyük olmalarından dolayı. Kendimi niptuck ta hissediyorum :DD Ama son zamanlarda ağırlığından mıdır nedir bir üstüne yatınca, mıncıklayınca acıma durumları vardı.

Sanırım benim acilen kilo vermem gerekiyor. Gerçekten bu vücudumdaki 10 kiloluk fazla yükü taşıyamıyorum. Sabah da Mehmet Öz'ü izledim televizyonda, gazı aldım. Rejim değil de yediğin içtiğin şey, değerli ve vücuduna yarayan şeylerse zaten kilo kaybı da geliyor sanırım. Benim bu işi başarmam, yeme alışkanlıklarımı değiştirmem lazım. Başka çare yok. 1. gün bugün ve ömür boyu insallah.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder