5 Aralık 2010 Pazar

cezalı

Uzundur yazmıyorum. Yazacak bir şeyim olmamasından değil herhalde, kendimi çok yalnız hissetmemden. Biliyorum okuyanlar var ama, herkes çok sessiz. Sanki kimse yazdıklarımı önemsemiyormuş gibi. Sosyal medya hastalığına, varsa yani böyle bir hastalık, işte ona yakalandım. Kimse yorum yapmayınca, okunmuyormuş ya da önemsenmiyormuş hissine kapılıyorum. Sadece burada değil, facebookta da aynı şeyi hissediyorum. Ya evet komik biliyorum ama elimde değil düşünüyorum işte :))

Zaten beni bu düşünmek mahvediyor. Çok düşünüyorum. Gerekli gereksiz düşünüyorum. Sürekli bir tartma halindeyim. O zaman da hatalar peşimi bırakmıyor, yapışıyorlar ve ne yaparsam yapayım çıkaramıyorum. Yaptığım güzel şeyleri değil de hatalarımı düşünüyorum. Suçluluk duygusu beni bitiriyor. Kendimi de cezalandırıyorum. Devamlı ceza arıyorum. Ya ölüyorum, ya hastalanıyorum, ya yalnızlığa mahkum oluyorum, ya ömür boyu işsiz kalıyorum, ya da kendimi silik beceriksiz ilan ediyorum. Cezalıyım ben, ama tahtanın önünde tek ayakta durmuyorum, cezalı olduğumdan kimsenin haberi yok, öyle kendi kendimi öldürüyorum.

Keşke her şeyi daha ağırdan ve hafif alabilseydim. Keşke hayatı hafife alabilseydim. Keşke çevremde mutlu olabilecek bu kadar çok hem de bu kadar çok sebep varken mutlu olabilseydim.

2 yorum:

  1. Canikooooom
    Itiraf ediyorum; galiba ben uzun zamandir okuyamamisim. Hemen geri sariyorum ve yakaliyorum seni! Ben burdayim! Yazmaya devam!

    YanıtlaSil
  2. çok teşekkürler duducum. sen okumuyorsun değil ben yazmıyordum :))

    YanıtlaSil