Öyle karışık yazıyorum ki, ipin ucu kaçtı.
Sanırım Suriye macerama devam etmeden önce, beni iki gündür yatak döşek yatıran süreci anlatmamda yarar var.
Hani öğrencilerin anketlerinin SPSS girişleri gelmemişti ve ben kafayı yemek üzereydim, geç kalıyordum filan ya, hemen acil önlemler aldım.
İlk önce online bir platforma anketleri girdim, Facebook'ta linki paylaştım. Baktım kişi sayısı yeterli gelmeyecek, hemen annemin üniversitesine gidip anket yaptım. Tabi annem yaptı hepsini aslında. Sonra bu arada Facebook tan da 200 kişi filan topladım, üniversitenin anketlerini bir günde girişini yaptım. Facebook anketlerinin girişini yapmaya gerek kalmadı, platform direkt spss olarak verdi, üstelik ücretsiz. Hafta sonu oturdum annemle tüm değerlendirmeleri yaptım. Sağolsun kadın bana spss i, tüm testleri, neyi nasıl okuyacağımı, tabloları nasıl yapacağımı anlattı. Ve aradan bir hafta geçtiğinde ben neredeyse tezimi bitirmiştim. O hafta sonunun akabinde tezi hocama gösterdim, gözlerine inanamadı. İlk kez bir öğrenciye bunları anlatmak zorunda kalmadım, her şeyi halletmişsin, harikasın dedi. Çok mutlu oldum. Sadece tartışma ve sonuç kısmım kalmıştı. Suriye ye gitmeden biraz onu yazdım. Suriyeye götürsem mi bilgisayarı yolda tamamlarım dedim. Sonra çalınır diye vazgeçtim.
Suriye'den dönüşüm geçtiğimiz Pazar. Çok yorgundum. O gece yattım uyudum. Pazartesi bir gaz yine tezi yazmaya devam ettim. Gece 2den önce yatamadım. Salı yine devam ettim. Bu kez dipnot, kaynakça kontrolleri, sayfa ve içindekiler numaraları gibi inanılmaz yorucu incık cıncık dikkat dağıtan işlerle uğraştım. Salı gecesi sabah 4te yattım. 8 de uyandım. Son kez anneme gösterdim, birkaç yeri düzelttirdi. Sonra apar topar okula gittim. Kadıköyden aldığım çıktıları, hocamın dersini işgal edip gösterdim. Yanımda götürdüğüm laptopumda dilekçe yazdım, kendisine imzalattım. Jüri üyeleri formunu doldurmam gerekiyordu, hocalara gidip jürimde olur musunuz diye sordum, kabul aldım. O formu anabilim dalı başkanına imzalattım. Hocam dedi, bu tamam ciltlet. Ciltlettim. Enstitüye gittim. Tüm personel toplantıdaydı, bekleyeceksiniz dediler. Bekledim. Mesai saatinin bitimine az kalmıştı ve ben mutlaka Perşembe günkü yönetim kuruluna girmesini istiyordum ki karar bir an önce çıksın. Bizimle ilgilenen bey geldi, ona derdimi anlattım. Ben veririm yarın girer mi bilmiyorum dedi. Bu ada 10 gün önce verdiğim tez ismi değişikliği talebinin onayının gelmediğini öğrendim. İkisini aynı anda vermediğime pişman oldum. Neyse sonunda enstitüye teslim etmiş oldum.
Öyle yorgumdum ki, malezyadan gelen ve ertesi gün tekrar dönecek olan eski bir ispanyol dostumla mutlaka buluşmam gerekiyordu. Modada oturduk, serin havada dondurma yedim. Akşam eve geldim, yatmaya yakın korkunç karın sancılarım başladı. Ayrıntıya giremeyeceğim, gerçekten can sıkıcı şeyler. Ama vücudum bitkin, ara ara sürekli sancılanıyorum. Acile gittik dün, ağrı kesici iğne yaptılar ve ilaç yazdılar. Bilmiyorum ne zaman geçecek. Hafta sonu izmire dalışa gidecektim ama mecburen iptal ettim.
Tek arzum, önümüzdeki hafta ensitüden tamam tez jüri üyelerine dağıtılabilir kararının çıkması, ve önümüzdeki cumartesi günü bir haftalık dalışlı mavi tura katılabilmek. Geçen sene yeni işe girdiğim içi gidememiştim. Bu sene gerçekten gitmek istiyorum. Böyle işte.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder