Bir haftadır evim sırtımda oradan oraya geziyorum. İlk önce sevgilime gittim, sonra o dalışa gidiyor diye arkadaşıma gittim, sonra o dalıştan geldi tekrar onun evine geçtim, sadece bir gün benimle kaldı, sonra iş için mısıra gitti.
O mısıra uçtuğu akşam orada kaldım. Sabahın altısında kalktım derse yetişmek için. Taa Tuzladan 3 saatlik yol ile okula gittim. Çekilir eziyet değil.
Dün de kuzenlerime geldim, kendisi mısırdan gelene kadar burada kalacağım.
Bu arada annem telefon etti, özür filan dilemedi. hadi gel olmuyor böyle ben çok mutsuzum bana hiç yardım etmiyorsunuz vs. diye, geçen günkü konuşmayı sanki hiç yapmamışım gibi yine aynı şeyleri söyleyip durdu. telefonu yüzüne kapadım, ardından mesaj attım. Sonra bilgisayarıma email düştü, yine bir sürü şey zırvalamış, sonunda da evlenmeden evden ayrılma diye yazmış.
İşte bu ikiyüzlülükler bu sahtekarlıklar beni çok yaralıyor.
Kız kardeşim iki haftada tanıdığı sevgilisinin peşinden almanyaya yaşamaya gitti, annem bırak bir şey demeyi güle oynaya aman da kızım almanyaya gidiyor diye ağzı kulaklarında kızcağızı gönderdi. Ben kaç yıldır tanıdığım sevdiğim adamla birlikte yaşayamıyorum. Ben de dedim, sen ona buna ailene hesap vereceksin diye kendi inandıklarımdan taviz veremem, sen tedavi olmadan da dönmiycem dedim. Tabi ne söylersem söyliyim bir kulağından giriyor, öbüründen çıkıyor. Hala derdi babam onu terk etmiş, kız kardeşim onun istediği gibi bir düğün yaptırmamış, çocuğa bir damatlık alınmamış elaleme rezil olunmuş vs. Kendi dışında bizim ne istediğimiz ne düşündüğümüz umrunda değil.
Bugün evden birkaç parça giysi alıyım diye girdim, gelmesin diye dua ettim, apar topar çıktım. Haftaya iki tane sınavım var. Konsantre olmakta çok zorluk çekiyorum. Huzurum kalmadı, mutusuzum. Ne yapıcam, nasıl yapıcam bilmiyorum.
3 Kasım 2010 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder